22 Mart 2014 Cumartesi

HIRKA-İ ŞERİF MAHALLESİ

       HIRKA-İ ŞERİF MAHALLESİ


1529 ada 2 parselde yer alan sivil mimarlık örneği yapının rölöve, restitüsyon, restorasyon projeleri hazırlatılmış, projeler IV Nolu Koruma Kurulunca onaylanmıştır. Onaylı projeler doğrultusunda mühendislik projeleri de hazırlatılmış ve yapının projelendirme hizmeti tamamlanmıştır.
Onaylı projeler doğrultusunda, 1529 Ada, 2 Parselde Bulunan SMÖ yapının rekonstrüksiyon (ihya) çalışmalarına Temmuz 2011 tarihinde başlanmıştır.
Uygulama işlemlerinin başlaması ile sırasıyla; yığma taş duvar temel ve  ahşap karkas taşıyıcı sisteme sahip olan yapının onaylı projelerine uygun olarak, moloz taş duvar örümü yapılmış, bodrum kat üzeri ahşap karkas sistemin tamamlanması ile taşıyıcı sistemi oluşturulmuştur. Büyük bir bölümü 2012 yılında yapılan yapının, 2013 yılında iç duvar boyası, ahşap tavan, kapı ve pencere boyası, döşeme sistresi ve cilası yapılmıştır. Çevre düzenlemeside yapılan sivil mimarlık örneği yapının uygulama çalışmaları 2013 temmuz ayı itibariyle tamamlanmıştır.

ALMAN ÇEŞMESİ

                 ALMAN ÇESMESİ

Prusya Kralı ve Alman İmparatoru II. Wilhelm' in 1898 yılında Osmanlı topraklarına yaptığı ikinci ziyaretin anısına ithaf edilmiş bir anıttır. Anıtın tasarımının II. Wilhelm' in bir deseni üzerine geliştirildiği bilinmektedir.
Çeşme için çalışmalar 1899 yılı yaz aylarında başlamış, Çeşmenin önce II. Abdülhamid'in 25. cülus yıldönümünde (1 Eylül 1900) açılması düşünülmüş ancak, muhtemelen yapım çalışmalarının yetişmemesi nedeniyle 27 Ocak 1901 günü, bu kez imparator Wilhelm' in doğum gününe rastlatılarak açılmıştır.
Yapıldığı tarihte Türk-Alman dostluğunun simgesi olarak sunulan ve dolayısıyla politik anlamı ve içeriği çeşme olarak işlevinin önüne geçen yapıt, günümüzde daha çok anıtsal değeri ile tanınmaktadır.
Alman Çeşmesi, genellikle üstü açık ve heykellerle veya plastik öğelerle bezeli Avrupa meydan çeşmelerinden hayli farklı bir tasarıma ve görünüme sahiptir
Çeşmenin kagir ve metal bütün yapısal öğeleri, Almanya'da hazırlanmış: mermer ve değerli taşlardan oluşan malzemesi orada işlenmiş ve gemiyle İstanbul'a taşınarak burada monte edilmiştir. Mükemmel bir işçilik ve yüksek bir presizyon çeşmenin yapımını tanımlar.
Alman Çeşmesi, temelde, en genel çizgisi içinde sekizgen bir şadırvan olarak tanımlanabilir. Yapıt, sekizgen planlı ve yüksek bir taban üzerinde sekiz basamakla çıkılan bir platform, bir su haznesi ve sekiz kolonla taşınan bir kubbeden oluşmaktadır. Musluklar, döküm metaldendir. Çeşmenin en gösterişli kesimi, koyu yeşil renkli somaki kolonlar ile nakışlı kemerleri ve bakır kaplı açık yeşil renkli kubbesidir. Kolonların tunç dökümü tabanları ve başlıkları, kabartma desenlidir. Taban parçalarında ve başlıklarda stilize bitkisel motifli ve almaşık sıralı dört farklı desen kullanılmıştır. Yarım daire kemerlerin kilit taşı noktalarına daire biçimli, göbekli ve kabara benzeri kabartma birer madalyon yerleştirilmiş; kemer yüzleri, ortası yıldızlı dairesel motif şeritleriyle çevrilmiştir. A. Muhtar Beyin tarih kitabesi, İzzet Efendi'nin sülüs hattı ve altından harflerle ve her beyti bir kemeri çevrelemek üzere kemerlerin iç yüzüne işlenmiştir.
1838 ada 1 parselde yer alan Alman Çeşmesi’nin rölöve, restitüsyon, restorasyon  projeleri hazırlatılmış ve 01/08/2012 tarihinde Koruma Kurulu tarafından onaylanmıştır.
Onaylı projeler doğrultusunda 2013 yılı başlarında yapının restorasyon çalışmalarına başlanmıştır.

ZEYREK SARNICI

         ZEYREK SARNICI


Yapımı M.Ö. 1105’li yıllara dayanan ve birkaç dönemi içerisinde barındıran yapının restorasyonuna 2006 yılında başlanmıştır. İstanbul IV numaralı kültür ve tabiat varlıklarını koruma bölge kurulu kararı ve onaylı projeler doğrultusunda uygulamalara başlanmıştır. Her ne kadar Atatürk bulvarında birçok insanın varlığından bihaber olduğu duvar arkasında olan bir sarnıç olsa da fiziksel ve çevresel etkilerden nasibini birçok tarihi eser gibi almıştır. İstanbul da benzeri olmayan üç cephesi toprak üstünde ve iç kısmında su toplama galerileri bulunan tek sarnıç örneğidir. Sarnıç 61mt*25mt lik bir dış ölçülere sahip olup,  iç ana  mekan 900 m² lik kullanım alanına sahiptir. Üs su toplama galerilerinin molozla dolu olması ve üst teras alanında birçok dönemlerde oluşan yapılaşmalar ve yakın dönemde moloz tabakalarıyla doldurulması yapılan çalışmaların işleyiş yönünü süreç olarak oldukça etkilemiştir.
Sarnıç içindeki galerilerden bilinçsizce geçirilen atık su kanalı sarnıç üst galerilerinin toprak balçık türü moloz yığınıyla dolmasına sebep olmuştur. Sarnıcın iç kısmında girilemeyen bölgelerin istenilen rölövelerin alınabilmesi için gerekli temizleme işlemleri yapılmıştır. Yapılan temizlik çalışmaları ve araştırma kazılarında ortaya çıkan veriler doğrultusunda projelendirilmemiş kısımlara dair proje revizyonlarına uygulamalarla birlikte devam edilmiş iç mekanda koruma kurulu onaylı projeleri doğrultusunda sarnıcın restorasyon sürecine devam edilmiştir.
Projelendirme çalışmalarında sistematik kazı çalışmaları ile birlikte yapının kronolojik analizleri ve dönem analizine ilişkin raporlar, sanat tarihi raporları, malzeme analizi raporları yanında yapının kullanım fonksiyonuna yönelik  done oluşturmak amacıyla yapı içerisinde nem ve basınç sıcaklık değerlerinin değişik mahallerden günlük ve standart saatlerde takibinin yapılarak yapı içi iklim değerleri çıkarılmıştır.
Uygulama çalışmalarında sarnıç iç kısmında yapının yanlış kullanımından kaynaklanan fiziksel kirlenmeler bilimsel yöntemlerle temizlenmiş ve yapının hasarlı olan bölümleri onaylı proje ve raporları doğrultusunda onarılmış, beden duvarında bulunan çatlakların güçlendirme ve onarımı yapılmıştır. Strüktürel olarak genel itibariyle iyi durumda olan sarnıcın tamamen yok olan ahşap gergi sistemi oluşturulmuştur.
Koruma kurul kararı doğrultusunda sarnıç üzerindeki park alanında rölövedeki eksiklerin tamamlanabilmesi, yapının kronolojik analizinin yapılabilmesi, restitüsyon ve restorasyon kararlarının doğru oluşturulabilmesi için Osmanlı dönemi kalıntı ve yapılaşmasını araştırmak amacıyla; arkeoloji müzesi denetiminde sarnıç üst alanında farklı periyotlarda arkeolojik kazılar yapılmıştır. Yapının tarihsel birikimi itibariyle uygulama çalışmaları projelendirme çalışmaları ile birlikte paralel yürütülmüştür. Kazı çalışmaları nedeniyle sarnıcın iklim koşullarından zarar görmemesi için üst alan koruma kurulu onayı doğrultusunda geçici çatı örtüsüyle kapatılmıştır.
Arkeoloji müzesi denetiminde yapılan kazı çalışmalarının ve yine koruma kurulu kararı ile sonlandırılması akabinde onaylı proje doğrultusunda üst yapı alanında izolasyon ve sert zemin çalışmaları yapılmış, yürüme yolları, peyzaj ve sert zemin uygulamaları, aydınlatma çalışmaları tamamlanmıştır.
Yapının birkaç dönemi içerisinde barındırdığı ve araştırma yaparken dönemlere zarar vermemek için titizlikle çalışılması ve takibin yapılması gerektiğinden hızlı imalat ve araştırma yapılmasını mümkün kılmamaktadır. Uygulamada öncelik;  yapıya ait kaybedilmemiş özgün izleri ortaya çıkarmak, korunması gereklileri korumak, yapısal eksikleri tamamlamak olmuştur.
Özetle; Zeyrek Sarnıcı'nın rölöve, restitüsyon, restorasyon projeleri 2005 yılında hazırlatılmaya başlanmış, 2006 yılında IV Nolu Koruma Kurulu tarafından onaylanmıştır. Onaylı projelere göre mühendislik projeleri de hazırlatılarak 2006 yılında uygulamaya başlanmıştır. 2006 yılında başlayan uygulama süreci 2012 yılı ağustos ayında tamamlanmıştır.